Sedef o gece uyumakta
zorlandı ama sabaha da tam ters bir şekilde bir o kadar zinde uyandı. İçindeki
kıpırtı onu hiç olmadığı kadar sağlıklı hissettiriyordu.
Uyandığında kocası
evde yoktu. Yüzünü yıkayıp televizyondan neşeli bir şarkı açtı. Hem klibine
bakarak dans ediyor hem de odada olmadığında neşeyle şarkıya eşlik ediyordu.
Kendine kahvaltı hazırlayıp bahçede güzel çiçekler ve kuş sesleri arasında taze
demlediği çayını yudumladı. Onun bağıra bağıra şarkı söylemesi üst komşusu Nuray
teyzenin de dikkatini çekmişti.
Nuray teyzesi sabahları
emekli olan eşini alışkanlığı olduğu şekilde erkenden kahvaltı yaptırıp dışarı
uğurlardı. Kocası akşama kadar kahvede parklarda ya da ahbaplarının yanında
dolanırdı. Akşama kadar kadın evde tek başına oturup hava güzelse de bahçe de
vakit geçirirdi.
Sedef’in bu neşesini
merak edip iki lafın belini kırarız düşüncesiyle aşağıya indi. Sedef
zaten masaya bir bardak fazla koyardı her zaman artık alışmıştı Nuray
teyzesinin çat kapı masasına konuk olmasına.
Sedef aslında sevmezdi insanların
izinsiz bir şekilde kişisel yaşamına dahil olmasını ama yaşlı kadına bir şey diyemiyordu.
Ona da bir bardak çay doldurdu başladılar havadan sudan konuşmaya. Sedef bir
süre sonra aslında konunun nereye geleceğini biliyordu ama yine de Nuray’ın
konuya girmesini bekledi. Çok geçmeden o da dayanamadı. “ Sedef kızım hayırdır
bu sabah ne bu neşe güzel bir haber mi aldın? Kız yoksa cennetten müjde mi
geldi :)”
Kısa bir gülüşmenin
ardından Sedef içini çekti konuşmaya başladı.
“Nuray annem hayat ne garip
değil mi? Bir gün ağlayarak kendini kahreden birisi ertesi gün hayata bebek
gibi uyanıyor, tüm olumsuzlukları unutmuş yada hiçbir zaman o kötü şeyler
olmamış gibi…
Ben de bir süredir hayatıma haksızlık ettiğimi kendimi yıprattığımı
fark ettim bugün yeni bir başlangıç yaptım gülerek uyandım. Başka da bir şey yok
keşke dediğin gibi cennetten müjde gelse :)”
“Allah insana
kaldıramayacağı yükü yüklemez kızım demek ki sende o çektiğin sıkıntıları taşıyabilecek
sabır varmış ki Allah sana vermiş şimdi de imtihanın bitmiş almış o sıkıntıyı
yerine neşe vermiş. İnşallah bu gülümsemen hiç eksilmez. Kocan da sen de çok
güzel şeyleri hak ediyorsunuz hep böyle gülün kızım.”
Nuray’ın aniden konuya
Sedef’in kocasını dahil etmesi Sedef’in canını sıktı. Yüzü düştü. Bu anda onu
hatırlamak ona iyi gelmemişti. Başka birini düşünüp mutlu olmaya kendini
odakladı. Aklına Serhat geldi kalbi pır pır etti. Mutluluk kalbinden damarlarıyla
tüm vücuduna yayıldı. Yüzüne iliştirdiği gülümsemesiyle konuşmaya devam etti.
“Nuray anne sen görmüş
geçirmiş birisin. Sana aklıma takılan bir soruyu sormak istiyorum. Sen de biliyorsun
ben bir kaza geçirdim. Ondan önce çok güzel alımlı ve dikkat çekici bir
kadındım. Ama şimdi hem yüzüm yaralı hem kendime bakmıyorum saldım kendimi
bakımsız ve itici bir kadın oldum. Kendimi iyi hissetmem için yüzümdeki
illetten kurtulmam gerekiyor. Ben böyle hissediyorum. Eğer önüme bir fırsat
çıkarsa ve ben ameliyat olsam kurtulsam bu yaradan bu estetiğe girer mi? Bana
günah yazılır mı ?”
“Ben sizin gibi çok
okumadım bilmem kızım ama sağlığın söz konusu olunca sanırım olmaz bir şey. Ama
sen bu konuyu iyice bir araştır ki için rahat olsun. Şüphe kurtları kemirmesin
içini.”
Sedef’in gülümsemesi
büyüdü. Aklında Serhat’ın konuşacaklarını tahmin etmeye çalıştı. Aslında Nuray
ile konuşuyordu ama aklı tamamen orada değildi. Kahvaltı ve edilen sohbetin
ardından Sedef masayı topladı hazırlanmaya başladı gidip Serhat’ı görmek için
heyecanlanıyordu.
Ona yakıştığını düşündüğü birkaç kıyafet denemesi ardından
makyaj yaptı evden çıkmak için hazırdı. Hem heyecandan hem de yakalanma korkusundan
bacakları titriyordu.
Yavaş adımlarla parka doğru gitti. Yolda kendini
rahatlatmak için kendi kendine konuşuyordu. Karşıda bekleyen Serhat’ı görene
kadar bu sakinleşme işini başardığını düşünüyordu ama yanıldı heyecandan
bayılabilirdi.
Serhat Sedef’in
geleceğine emindi ama gelmeme ihtimali onu korkutuyordu. Korktuğu olmamıştı ve
Sedef’i ona doğru yürüyordu. Koşup ona deli gibi sarılmak istedi ama maalesef
ortam ve şartlar buna uygun değildi.
“Merhaba Serhat”
“Hoş geldin Sedef,
gelmen beni çok mutlu etti gelmeyeceksin diye korkuyordum.”
“Benimle ne
konuşacağını merak ediyorum o yüzden geldim. Konuya girer misin bir an önce”
“Peki sırf meraktan
dolayı gelmen bile benim için güzel bir şey demek ki beni önemsiyorsun aynı
söyleyeceklerimi önemsediğin gibi…”
“Hadi Serhat konuya
gir.”
“ Tamam Sedef’im kızma.
Sana duygularımı zaten yeterince açıkladım. Eğer bana karşı bir adım atarsan
sana bu yaşattığım heyecanın yüz katını bin katını yaşatırım. Şu an benim
değilsin ama benim olursan her şekilde mutluluğun için uğraşırım. Sana iki şey vadediyorum
demiştim. Bunlardan birini bile kabul etmen ikisini birden kabul etmen anlamına
gelir en başında bunu söyleyeyim tamam mı?”
“ Nasıl yani?”
“Yani şöyle sadece
yüzündeki yara için beni kullanamazsın eğer o teklifimi kabul edersen diğerini
de etmiş olacaksın ve benim olacaksın kocana boşanma davası açacaksın.”
“Sen çok adî birisin
Serhat!! Kendi arzuların için benim zaaflarımı kullanmaya çalışıyorsun”
“Hayır asla öyle değil
sadece kullanılıp kenara atılmak istemiyorum. Kendin seç Sedef’im ya şu an ki
mutsuz hayatın, ya da ameliyat ve ardından benimle yeni bir evlilik mutlu bir
yaşam…Sen seç hayatım.”
Serhat’ın bu söyledikleri
Sedef’in başından kaynar sular dökmüştü. Sesini bile çıkaramadan kalkıp yürüdü.
Serhat da ardından baktı oda bir şey yapmaya gerek görmedi. Kendi kendine
mırıldandı.
“Nasılsa bana
geleceksin şimdi git Sedef’im…”
4 Değerli Düşünce:
Eğer gerçekten sedef'i sevseydi o mutlu olsun da benden uzak olsa da olur derdi.
Bence sedef bir karar verecek ama yanlış bir karar verecekve cok pisman olacak.
Çünkü daha başında bir çıkar üzerine kurulan bir ilişki bence uzun ömürlü olmaz. :(
haklısın meleğim gönül işinde çıkar düşüncesi olmamalı yoksa ne farkı kalır diğerlerinden.
vay be öykü müthiş bir adım attı.
:)
ayy devamını bi yazamadımki yaa aslında çok iyi gidiyodu da :)
Yorum Gönder
Yorum Yapmak ister misin..?