Sedef kapısının
önünde zarfı gördüğünde önce anlamadı hatta pek umursamadı. Alıp kenara koydu.
Evde bir sürü iş yine Sedef’i bekliyordu. Evi toparlayıp yemek yaptıktan sonra
çay demledi son zamanlarda yaptığı en keyifli iş yorgunluğun ardından tek
başına içtiği kahve veya çaydı…
Kış bitmiş bahar gelmişti. Güzel havalarda
insanın içeride durası gelmiyordu. Ama Sedef dışarıdaki bakışlarda rahatsızlık
içinde durmak yerine evinde mutlu olmayı tercih ediyordu. Çayından birkaç yudum
aldıktan sonra aklına sehpanın üstünde duran zarf geldi. Yerinden kalkmadan
uzanıp zarfı aldı. Kenarından yırtarak açtı. Okumaya başladı.
Her satırda daha
da şaşırıyordu. Mektup bittiğinde donuk gözlerle karşıya baktı.
“ Nasıl olur
ben bu halimle bir insanı nasıl bu kadar etkilerim. Kocam bile artık benden
kaçarken nasıl başka bir erkek bana yakın olmak için çırpınır.”
Bir yanan
yazılanlara inanamıyordu etkilenmişti diğer yandan da bu işin sonu yok ben
evliyim diye kendine hatırlatıyordu.
“Şimdi ne
yapmalıyım? Kocam bunu bilmeli mi yoksa duysa da umursamaz mı? Amaaan o beni
artık sevmiyor bile neden umursasın ki“
Evin içinde
dört dönüyordu. Ne yapması gerektiğini bilemeden boş boş bakıyordu etrafa. Yüreğinde
bir ağırlık bu işten nasıl çıkacağını düşünüyordu. Hazırlanıp markete gitmeye
karar verdi. Hızlı adımlarla evden çıktı. Zaten yakın olan markete normalden
daha kısa bir süre içinde varmıştı. İçeri girince Serhat’ı aradı gözleri. Birine
de sormak istemiyordu.
Hiçbir şey yokmuş gibi markette dolaşmaya başladı. Raflar
arasında gezerken işine dalmış olan Serhat’ı gördü. Elindeki zarfı Serhat’a
uzatan Sedef onun tepkisini merak ediyordu. Serhat hiç beklemediği bir anda
Sedef ile karşılaştı. Heyecanından oracıkta bayılacaktı.
“ Serhat bey
biraz konuşabilir miyiz? “
“Şeyy olur ama
mesai sırasında konuşamam maalesef yasak…”
“ O zaman
patronunuzdan izin alır mısınız?”
“ Peki
gidiyorum şansımı denemeye…”
Serhat Sedef’in
yanından uzaklaşırken dizlerinin bağı çözüldü yere yığılıp kalacak gibi
hissetti. Müdürüne acil bir durum olduğunu bunun telafisini mutlaka yapacağını
söyleyerek izin istedi. Müdürü en başta izin vermeye yanaşmasa da acil durum dediği
için izin verdi.
Serhat Sedef’in yanına dönüp izin aldığını ama marketten
beraber çıkmasalar daha iyi olacağını söyledi. Sedef bunun üzerine marketten
çıkıp hemen önündeki parkta beklemeye başladı. Serhat biraz sonra yanında
belirdi. Daha rahat konuşabilecekleri bir banka oturup konuşmaya başladılar.
“ Size daha
öncede söyledim Serhat bey ben evliyim ve sizin mektubunuzu kocamda
bulabilirdi. Şansınız varmış ki ben gördüm ondan önce. İçinde yazdıklarınıza
saygı duyuyorum içtenlikle yazmışsınız ama benim sizin için yapabileceğim bir
şey yok. Bunu anlamanız ve benim çevremden uzaklaşmanız gerekiyor. Şu an burada
konuşmamız bile hiç uygun değil ama insanlığınıza ve duygularınıza saygımdan
sizinle konuşmak istedim. Lütfen vazgeçin…”
Sedef’in
ağzından bu cümleler çıkarken yüreğinden de “ nolur vazgeçme beni ben bile
sevmezken sen sevdin… beni sevmekten vazgeçme…” diyordu.
“ Sen bana
Serhat bey diyorsun ama benden sana Sedef hanım dememi bekleme, ben sana siz de
diyemem. O kadar içimdesin ki ben seni ötekileştiremem yabancılaştıramam. Evli olman
bir an aklımdan çıkmıyor. Keşke zamanı geri alsak ve ben çıksam ilk karşına. Senden
o kadar etkilendim ki aklımdan çıkaramıyorum. Adın rüyalarımda suretin hep sağ
omzumda…senden vazgeçmemi bekleme benden …”
“ Ben size ne
desem boş ne yaparsanız yapın tamam ama evliliğimi sarsacak bir şey yapmayın.
İyi günler Serhat bey. “
Sedef kalkıp
evine doğru yürümeye başladı. Gözleri dolu dolu yürürken arkasından bir ses
geldi. Parkta bir sürü insan vardı ama bu sesi tanıdı.
“ SEDEFİM
SENDEN ASLA VAZGEÇMEM BANA UFACIK BİR ÜMİT VER ÖMRÜMÜ AYAKLARININ ALTINA
SEREYİM. SENİ ÇOK SEVİYORUM…”
“Sedef zaten
ağlamaya yer arıyordu. Bu sözler iyice yüreğine işledi. Herkes onlara
bakıyordu. Koşarak evine gitti. Daha kocası işten gelmemişti. O gelene kadar
ılık bir duş alıp kendine gelmeliydi.
Duşta bile aklında o sözler vardı. Kendi kendine
tekrar edip duruyordu. “ sedefim seni çok seviyorum..” bu sözleri duymayalı ne
kadar çok zaman olmuştu. Ne de çok özlemişti… duştan çıkıp üstünü giyerken
kocası eve gelmiş ve odaya girmişti.
Evliliklerinin ilk zamanları olsa hemen
Sedef’e yanaşıp omzundan öperek Sedef’im benim inci tanem ne kadar güzelsin
derdi ama şimdi kocası odaya girip
“Yemek var mı
evde yoksa arkadaşlarla dışarda yiyeceğim” dedi.
Daha kocasına
cevap vermeden aklından şunlar geçti. Bir yanda güya kocam ama laflara bak
diğer yanda da bana yedi kat yabancı ama sözlerine bak…
“ Evet çorba ve
tavuk var hazırlarım birazdan sofrayı…”
6 Değerli Düşünce:
Sedef'in zayıf olduğu mutsuz olduğu bir dönemde karşısına çıktı serhat. Bu karşısındakinin serhat yada başkası olması farketmezdi
Bu ilgiyi kocası ona gösterseydi onu da eskisi gibi severdi.
Ama sedef çok yaralı insaallah başka bir yıkım yaşamaz canım. Ama genelde böyle olan seylerin sonu hüsran...
Ama şimdi kafam karıştı benim...Serhat'a haksızlığı sen mi yaptın, yoksa ben mi :))
Bu konuda evet haklısın canım her tercih bir diğerinden vazgeçiştir. Sedef'in de birini tercih etmesi gerekiyor..
Serhat sadece seven bir yürekten başkası değil canım...
serhat da pek cesurmuş ama sedef de ısrar etmesini bekliyo zaten.
hadi hayırlısı.
güzel şeyler olsun yaaa.
:)
Sedef istemem yan cebime koy dyo yaa :))
Yorum Gönder
Yorum Yapmak ister misin..?