Ankara_Dikmen Vadisi
Fotoğrafın çekimi_Kartanesi
Merhabalar efendim Polyanna'nın mutluluğu üzerinize olsun :)
Benim yine geleneksel yoğun günlerimin bilmem kaçıncı devirini yaşadım son günlerde. Bu sebeple ne blogumda yazabildim ne de takipte olduğum blogları okuyabildim, resmen kendimi eksik hissediyorum :)
Bir kaç hafta içinde ablam yurt dışında mastır amaçlı İngiltere yollarına düşecek bu yüzden onun belgeleri, vize işlemleri, pasaport vs. kağıt işlerini halletmek için Ankara'ya gittik. Hallettik de çok şükür fazla aksilik çıkmadı. Ama bu vize başvurusu için gittiğimiz kurumun insanlara olan acımasız tutumu beni az daha hastanelik ediyordu. Koca bir binayı ele geçirmişler, aslında biraz apartmandan bozma bir yerdi. Her neyse binaya girmek ayrı sıkıntı içeride durmak ayrı bir sıkıntı. İçeride öyle değişik bir koku vardı kusacaktım. Ablamı bir kapıdan içeri aldılar beni dışarıda bıraktılar. Orada bekliyordum biri geldi burada beklemek yasak lütfen dışarı çıkın dedi. Bir şey demeden çıktım bahçede bekliyordum sonra aklıma geldi bahçeninde dışına çıktım iyi ki de çıkmışım benim ardımdan gelen bir kaç kişi binanın gölgesinde beklemek istedi ama onlar da uyarı aldı. Neymiş efendim Kameralar devamlı çekiyormuş orada durmakta yasakmış. Hayır yani çekse ne olacak sanki binayı bombalayacağız. Aslında aklıma gelmedi değil :) Polis olan bir arkadaş aracılığıyla ses bombası alıp salacan içeri bak o zaman süper eğlenirdim :)
Saatlerce onlar yüzünden güneş altında bekledim fenalık geçirecektim. O kadar beklemek kötü gibi görünse de bol bol gözlem yapmama güzel bir fırsat oldu. birileri vardı evleneceklermiş. Erkek İngiltere'de yaşıyormuş kız da onun yanında kalmak için vize çıkartmaya çalışıyordu. ellerinde bir tomar kağıt vardı. Konuşmalarından anladığım kadarıyla bol bol ülke gezmişler. Ne hoş çok özendim onlara. Kız hem çok bilgili hem de çok bakımlıydı. Erkeğin yaşının küçük olmasına şaşırmıştım ama böyle bir kızı kaçırmamak için hemen evlenmek istediğini sonradan daha iyi anladım..
Söylemiştim daha önceden masal perisi ile eve çıktık ama maalesef araya tatil girince bir türlü eşyalarımızı yerleştiremedik. Evi bir gören olsa bizim hakkımızda çokta iyi şeyler düşünmezdi :) Biraz eşyalarımı yerleştirdim evi adam ettik diyebiliriz. Henüz İnternet bağlantısı olmadığı için bloga girmekte mümkün olmadı.
Olaylar böyle devam ederken amcamın kötü haberi geldi. Hastaneye kaldırmışlar. Kalpten anjiyo yapıldı. Anjiyonun sonucuna göre de kalp ameliyatı olacağı ya da olmayacağı belli olacak. Kalp için üzülürken böbreklerinin de çalışmasının yetersiz olduğu anlaşıldı ve şimdi artık devamlı diyalize giriyor. Yani sağlık bakımından bizi baya üzdü amcamın durumu...
Kısa zamanda çok çeşitli olaylar yaşadım. Hayat o kadar hızlı ve garip geçiyor ki bazen yetişemediğimi hissediyorum.
Ankara'da geçirdiğim zaman içerisinde en çok huzurlu hissettiğim anlardan birine dair bir fotoğraf yayınlıyorum. Herkese tavsiye ederim Dikmen Vadisine gidin ve tepedeki cafede bir bardakta olsa çay için. İnsan o manzara karşısında tüm dertlerini unutuyor. Bitmesin dediğim anlardan biri olmayı başardı bu deneyim. :) Aaa unutmadan eğer nargileden anlarım diyorsanız sakın o cafede nargile içmeyin hiç memnun kalmayacağınıza garanti verebiliirim. Bu da ufacık bir dipnot olsun :)
Sevgiyle kalın ...
Ankara_Dikmen Vadisi
Fotoğrafın çekimi_Kartanesi